Jaguar Racing, ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın 7. sezonunda ışıklar yeşile dönmeden önce dünyanın en büyük kurumsal yazılım sağlayıcılarından biri olan Micro Focus’la iş birliğine gittiğini duyurdu.
Micro Focus, ekibin resmi dijital dönüşüm, iş esnekliği ve analitik iş ortağı olarak, Jaguar Racing’in yarış pistinde daha fazla puan almasına, podyuma çıkmasına ve galibiyet etmesine destek sağlayacak.
İngiltere merkezli yazılım şirketi, dünya genelinde 40 binden fazla müşterisine yarış pistinde olduğu gibi şirketlerin yönetim ofisinde kazanmanın en önemli unsurlarından olan; sonuçların hızlandırılması, dönüşümün basitleştirilmesi, esnekliğin güçlendirilmesi ve zamanında analiz yapılıp harekete geçilmesi alanlarında destek oluyor.
Micro Focus, başlangıç olarak Jaguar’ın maksimum hızda başarılı sonuçlar elde etmesi için Vertica ürün grubundaki teknolojilerle yüksek performanslı gelişmiş analitik ve makine öğrenimi sunacak.
Ekibin siber güvenlik duruşundaki olası riskleri ve boşlukları belirlemesine yardımcı olmak için siber dayanıklılık değerlendirme atölye çalışması da düzenleyecek olan Micro Focus, aynı zamanda ekibin yazılım geliştirmesini hızlandırmaya yardımcı olacak araçları ve desteği sunmayı planlıyor.
GKN Automotive, Dow, Viessmann, Castrol ve Resmi Tedarikçiler Alpinestars ve DR1VA’yı içeren lider kadrosuyla Jaguar Racing tarafından duyurulan en son iş ortağı ise Micro Focus oldu.
Jaguar Racing Takım Direktörü James Barclay: “Dünyanın önde gelen yazılım sağlayıcısı Micro Focus’un ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın 7. sezonunda Jaguar Racing’e katıldığını duyurmaktan son derece mutluluk duyuyoruz. Birlikte çalışmaktan ve yazılım alanında uzman bilgi birikimleriyle pistte harika sonuçlar elde etmekten büyük heyecan duyuyoruz. Şampiyonanın ilk yarışında ışıkların yeşile dönmesine sadece birkaç gün kaldı ve birlikte başarıya ulaşmak için sabırsızlanıyoruz.”
Micro Focus CMO’su Eric Varness: “Micro Focus’un Jaguar Racing ile güçlerini birleştirmesi pragmatizm, tutarlılık ve inovasyon ile karakterize edilen aynı performansı paylaşan benzer fikirlere sahip kuruluşların doğal bir uyumudur. Sonuç sağlamaya yönelik “Yüksek Teknoloji, Düşük Drama” yaklaşımımız hız, çeviklik ve her yerde çok daha iyi performansa dönüşecek içgörüler dahil olmak üzere bir dizi sinerji sağlayacak. Dünya genelinde 40 bin müşterimiz mart ayında düzenleyeceğimiz en önemli müşteri etkinliğimiz Micro Focus Universe’de açılış konuşmacısı olarak ağırlayacağımız Jaguar Racing Ekip Direktörü James Barclay’in kendisinden iş ortaklığımız hakkında daha fazlasını duymayı heyecanla bekliyor. “
Jaguar Racing, 26 – 27 Şubat tarihlerinde ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonasının ilk iki turunda Diriyah sokaklarında yarışacak.
Dünyanın 50 ülkesinde 18 bin çalışanıyla 40.000 kurumsal müşteriye dijital dönüşüm hizmeti sunan Micro Focus, kurumları dijitalleşme ve siber güvenlik konusunda uyarıyor.
Micro Focus Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, tehditlerin dijital olduğu yerde güvenliğin de dijital olması gerektiğini belirterek, şirketlerden sadece 3’te 1’inin yapay zeka ve otomasyon yatırımının yanında siber güvenliği de düşündüğünü söyledi. Kırca, siber güvenlik yatırımını gerçekleştirmeden yapay zeka ve otomasyon sistemine geçmenin şirketleri saldırıya daha açık hale getirdiğinin de altını çizdi. Banttan indirilemeyen bir otomobil için üreticilerin 10.000 euro zarar ettiğini vurgulayan Kırca, “Siber güvenliksiz yapay zeka ve otomasyon yatırımları bilançoya zarar olarak yazılıyor. Bu üç yatırımı birbirinden ayırmadan yapmak en iyi çözüm.” dedi.
Yapay zeka konusunda bugüne kadar yayınlanmış en kapsamlı araştırmayı kamuoyuna duyuran Stanford Üniversitesi’nin verilerine göre; üretimde bu teknolojiyi kullananların oranı dünya genelinde yüzde 58’e ulaştı. Aynı araştırmaya göre yapay zeka kullanımı yıldan yıla yaygınlığını sürdürürken, başta sanayi, üretim kuruluşlarıyla finans ve e-ticaret siteleri de sistemlerini yapay zeka ile donatıyor. 2019 yılında yapay zeka yatırımlarının 70 milyar doları geçtiği tespit edilen araştırmada, bu yatırımın 2020’de katlanarak artacağı öngörüldü. Covid-19’un etkisiyle dijitalleşmenin artmasına paralel olarak rakamın 100 milyar dolara ulaşmış olabileceği düşünülüyor. Öte yandan insansız fabrikaların otomasyon sistemiyle donatılması konusunda ise dünyada bir yarış söz konusu. Buna göre otomasyon konusunda en önde olan ülkeler ise Çin, Japonya, ABD, Güney Kore ve Almanya olarak tespit edildi. Sayılan bu ülkeler dünya sanayi üretiminin yüzde 70’inden fazlasını gerçekleştiriyor. Covid-19 günlerinde insanların yakalandığı bu hastalık nedeniyle dünya üretim devleri yeni tedbirler alacağını duyurdu. Böylece yalnızca fabrikalarda değil, TIR’lar başta olmak üzere tüm tedarik ve depolama zincirlerinde de yapay zeka ile donatılmış, uzaktan kontrol edilen araçların kullanılması planlanıyor. Yeni salgınlar karşısında dünya ekonomisinin durmaması için dijitalleşmenin bu gelişmelerle katlanarak artması bekleniyor. Bugüne kadar birçok önemli şirket de bu alanda yatırımlar yapacaklarını ve Ar-Ge’yi geliştireceklerini açıkladı.
Türkiye saldırı altında
Dijitalleşmedeki bu hızlı seyir, beraberinde siber güvenliği de getiriyor. Güvenliğin dijital hale gelmesi olarak tanımlanan bu savunma mekanizmasının kurulmaması ise yapay zeka ve otomasyon ile çalışan uzay teknolojisine sahip sistemleri işlevsiz kılıyor. Dünya genelinde günde 2.000 siber saldırı gerçekleşiyor. Gerçekleştirilen incelemelere göre Covid-19’un dünyayı esir aldığı, üretim ve tedarik zincirini durdurduğu 2020 yılında hacker gruplarının en çok saldırdığı yerler sanayi ile finans kuruluşları oldu. Öte yandan e-ticaret şirketleri de bu siber korsanlıktan payını alırken, dünyanın ekonomik kaybı 3 trilyon dolara yükseldi. Siber saldırıların en çok arttığı ikinci ülke ise Türkiye olarak kayıtlara geçti: Bundaki en önemli neden ise Türkiye’de şirketlerin de giderek yapay zeka ve otomasyon sistemlerine geçmeyi tercih etmesi. Yine bu saldırıların artmasındaki en önemli etmenler arasında Türkiye’de e-ticaretin yüzde 80’e varan oranda yükselmesi, 45 yaş üzeri tüketicinin internet okuryazarı haline gelmesi ve finans sistemlerini uzaktan kullanma alışkanlığının yüzde 70’leri aşan büyümesinin payı büyük.
Kurumların sadece 3’te 1’i siber güvenliğe yatırım yapıyor
Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Micro Focus’un Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, dijitalleşmenin Covid-19 ile beraber 2020 yılında büyük bir patlama yaptığını belirterek, tüm şirketler, e-ticaret firmaları ve üretim tesislerinde yapay zeka ve otomasyon sistemleriyle varlığını artırmasına paralel olarak, şirketler siber güvenlik konusunda ise aynı anda yeterli yatırımlara imza atılmadığını söyledi. Araştırmalara göre şirketlerin sadece 3’te 1’inin yapay zeka ve otomasyon yatırımlarının yanında siber güvenlik konusuna da aynı anda yatırım yaparak, sistemlerini koruma altına aldığını belirten Kırca, “Diğer şirketler ise ancak bir saldırı söz konusu olduğunda bunu savuşturmak için siber güvenlik hizmeti alırken, üretim ve tedarik noktasındaki kayıpları ise başlangıçta siber güvenliği korumak adına yapacakları yatırımdan daha fazla oluyor. Bir otomotiv firmasının siber saldırı nedeniyle üretime ara vermesinin maliyeti ise banttan indiremediği her otomobil için 10.000 Euro olarak kayıtlara geçti. Büyük bir finans kuruluşunun ya da e-ticaret sitesinin aynı şekilde saldırıya uğramasında bu zarar katlanarak artıyor.” dedi.
Ekosisteme zarar veriyor
Siber güvenliğin yapay zeka ve otomasyona geçiş ile beraber olmazsa olmaz bir ihtiyaç halini aldığını, siber güvenliksiz dijitalleşme yatırımlarının ise her an saldırıya açık olduğunu belirten, Micro Focus Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, “Yapay zeka ve otomasyon ile yapılan dijitalleşme yatırımlarına mutlaka siber güvenlik kalemi de eklenmeli. Güvenlik artık dijital bir güvenlik sorunu ve bu problemi halletmemek büyük mali kayıplara yol açıyor. Üretim ya da finans şirketi siber saldırıya uğradığında sadece kendisi zarar görmüyor. O şirketle iş yapan başka iş kolları da zarar görüyor. Sorun çözülmediği zaman yan kollara ait ekosistemde de bozulmalar meydana geliyor.” ifadelerini kullandı.
Micro Focus siber güvenlik alanında öncü çözümler sunuyor
Toplam 50 ülkede 18 bin çalışanıyla 40 binden fazla müşteriye hizmet sunan dev bir şirket olan Micro Focus’un siber güvenlik alanındaki çalışmalarını anlatan Kırca, şunları söyledi:
“Micro Focus yazılım ve çözümleri, tüm dünyada müşterinin dijital dönüşüm yolculuğunda fayda sağlıyor. Türkiye’de yapay zeka destekli güvenlik yazılımı, IT uçtan uça servis ve operasyon yönetimi ve de kurumların KVKK’ya tam uyumluluğunu sağlayan lider teknoloji çözümlerimizle büyük ilgi görüyoruz. Micro Focus arkasında büyük bir deneyim barındırıyor ve bu sayede sunduğumuz tüm çözümler iş dünyasında yoğun ilgi görüyor. Dijitalleşme konusunu uzun ve enerji gerektiren bir maraton olarak görmek gerekir. DevOps, IT operasyonları, bulut, güvenlik, bilgi yönetimi ve Linux/Açık Kaynak gibi pek çok alana dokunan geniş bir çözüm ağıyla biz de bu maratonda şirketlerin yanında yer alıyoruz.”
Kendimizi teknoloji üretmeye adadık
Micro Focus’un, 2021’Rde de sunduğu uçtan uca çözümlerle Türkiye’deki şirketlerin daha sağlıklı dijitalleşmelerine estek olmaya devam edeceklerini anlatan Kırca, şu ifadeleri kullandı:
“Bu anlamda Türkiye’deki yatırımlarımızı daha da artırarak ve yeni işbirlikleriyle büyümemizi sürdüreceğiz. Her geçen gün Micro Focus’u tercih eden şirketlerin sayısı artıyor. Kendini teknoloji üretmeye adamış ekibimiz ve tamamen yerli ve milli kaynaklarla geliştirdiğimiz yenilikçi güvenlik çözümlerimizle kısa süre içinde büyük başarılara ve ilklere imza atarak hem Türkiye’de hem dünyada kendimizi kanıtladık ve ülkemize büyük bir değer kazandırdık. Kurumsal DevOps, Hibrit IT Yönetimi, Öngörüye Dayalı Analitikler, Güvenlik, Risk&Yönetişim bizim odak alanlarımız. Elbette her alanda inovatif projeleri alım yapma niyetimiz olsun ya da olmasın yakından takip ediyoruz. Micro Focus olarak siber güvenlik, büyük veri ve bulutta başka yatırımları yapmayı hedefliyoruz. Özellikle bulut altyapılarına yönelik teknoloji yatırımlarımızla Türkiye’den büyük küresel başarı hikayeleri çıkarma amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
Dünya Kalite Raporu’nun son sayısında, kalite güvencesinin kuruluşlarda bağımsız bir faaliyetten tam entegre bir işleve evrildiği vurgulanıyor.
Capgemini, Sogeti ve Micro Focus tarafından yayınlanan 2020-2021 Dünya Kalite Raporu (WQR) 12. baskısı, kalite güvencesinin (Quality Assurance) bir arka oda disiplininden daha geniş bir kurumsal dijital dönüşümün ayrılmaz parçası haline geldiğini ortaya koyuyor. İşletmelerin büyümesine ve iş sonuçlarına katkıda bulunmak ise test ve kalite güvencesinin en büyük hedeflerinden biri. Rapor da tam olarak bunu ortaya koyuyor. İş büyümesine ve iş sonuçlarına katkıda bulunmak, test ve kalite güvencesi için en yüksek puan alan hedef olarak öne çıkıyor. Bu yıl 2018’e göre 6 puanlık artışla bu oran yüzde 74’e ulaştı.
Dünya Kalite Raporu’na göre kalite güvencesinden beklenenler, özellikle işletmelerin büyümesini desteklemek ve son kullanıcı memnuniyetini sağlamak gibi stratejik hedeflerde yükselen bir trendle artıyor. Önceki raporlardada belirtiliği gibi test otomasyonuna yapılan yatırımlar ve bunun getirileri günden güne yükseliyor.
Agile ve DevOps’un benimsenmesi istikrarlı bir şekilde artıyor ancak zorluklar da devam ediyor
Son iki yılda gözlemlenen eğilime paralel olarak, bu yıl da Agile ve DevOps metodolojilerine yönelmede bir ivme görüldü.
Agile ve DevOps kullanarak test otomasyonu düzeyini artırmaya ve shift left testing’e, belirgin bir odaklanma varken, daha yüksek sprint içi otomasyon düzeylerine ve istenen hedeflere ulaşmak için ihtiyaç duyulan kalite güvenlik ekibinde yeterli uzman olmayışı önemli bir eksiklik olarak dikkat çekiyor.
Yapay zeka ve makine öğreniminin kalite güvencesine getirebileceği avantajlara ilişkin beklentiler hala yüksek
Kalite güvencesinde yapay zeka ve makine öğreniminin kullanımı da arttı. Ankete katılanların yüzde 88’i, yapay zekanın test faaliyetlerinde en güçlü büyüme alanı olduğunu söyledi. Yüzde 86’sı ise yapay zekayı yeni kalite güvencesi çözümlerini seçmek için en önemli kriter olarak görüyor. Her ne kadar sağladığı avantajlara henüz tam olarak ulaşılmamış olsa da, büyük çoğunluk hala yapay zeka ve makine öğreniminden beklentilerini yüksek tutmaya devam ediyor. Kalite güvencesinde yapay zeka ve makine öğrenmesini uygulama konusunda en büyük sıkıntının da bu alandaki yetenek eksikliği olduğu dile getiriliyor. Ankete katılanların yüzde 34’ü bu yönde görüş veriyor.
Test Otomasyonu: Kuruluşlar, kalite güvencesi faaliyetlerinde daha fazla kontrol elde etmek için çalışıyor
Bir önceki Dünya Kalite Raporları test otomasyonu alanındaki zorluklara değiniyordu. Yapılan araştırmalar doğrultusundan test otomasyon uzmanlarına göre 2019 yılında karşılaşılan en büyük zorluk uygulamaların değişme sıklığı olarak belirtildi. Önceki yıllarda test otomasyonunda yeterli uzmanlık ve deneyime sahip insan kaynağı eksikliğine dikkat çekiliyordu. 2020 anketinde şirketler, test otomasyonunun çeşitli yönlerine ilişkin görüşleri sorulduğunda, bir dereceye kadar güven duyduklarını ifade ederken, anket katılımcılarının yüzde 68’i gerekli otomasyon araçlarına sahip olduklarını, yüzde 63’ü ise testleri otomatikleştirmek için yeterli zamana sahip olmadığını belirtti. Ancak bu umut verici istatistiklere rağmen, katılımcıların sadece yüzde 37’si yatırımın geri dönüşünü aldığını ifade etti. Bu da güven ile sonuçlar arasında bir boşluk olduğunu gösteriyor.
COVID-19 ve Kalite Güvencesi: Şu an, mevcut sorunlara rağmen kuruluşlar kalite güvencesine olan yaklaşımlarını iyileştirmek için pandemi kaynaklı kargaşadan yararlanıyor.
Ankete katılanların yüzde 47’si pandeminin bir sonucu olarak müşteri deneyimi doğrulama ve kullanılabilirlik testine çok daha fazla odaklanacağını söyledi. Katılımcıların yüzde 43’ü daha fazla ve daha iyi iş birliği araçlarına odaklanmanın artacağını kaydederken, yüzde 34’ü test sistemlerine ve test ortamlarına daha fazla uzaktan erişime ihtiyaç duyacaklarını açıkladı. COVID-19’un etkisiyle kalite güvencesine yönelik uygulamalar da gerçekleşti. CIO ve BT direktörlerinin yüzde 83’ü uzaktan çalışma dünyasına geçişin bir sonucu olarak uygulama güvenliği endişelerinin son 12 ayda arttığını ifade etti.
Capgemini Group Dijital Güvence ve Kalite Mühendisliği Hizmetleri Küresel Lideri Mark Buenen, “COVID-19’un getirdiği zorluklara rağmen, şirketlerde bir arada çalışma ve kalite güvencesi için umut verici bir yıl oldu.” diyor ve ekliyor: “Aslında COVID-19, kalite güvencesinin operasyonlar için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyarken kalite güvencesi için bir hızlandırıcı görevi gördü. Kalite güvencesi uzmanlarının test becerileri konusunda iyimser olduklarını görmek de teşvik edici. Ancak bulguların da ortaya koyduğu gibi bu iyimserlik her zaman sonuçlarla örtüşmüyor. Kalite güvencesi için daha fazla bulut altyapısına ve yapay zekaya güvenmenin sonucunda bu ekipler daha hızlı, daha akıllı ve daha etkili iş sonuçları yaratabilir.”
Micro Focus Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Uygulama Dağıtım Yönetimi Genel Müdürü Raffi Margaliot ise “Kalite güvence ekipleri çalışmalarını sürdürürken daha azla daha çok iş başarıyorlar. Bu, yeni dijital dönüşüm girişimlerini hızlandırırken, halihazırda devam eden süreçleri de güçlendirdi. COVID-19’un yarattığı zorluklara daha da hazır olmalarını sağladı. Bu yılki Dünya Kalite Raporu, yazılım kalitesi kuruluşlarının yeni normale ve modernizasyon için artan aciliyete nasıl uyum sağladığına dair eşsiz bilgiler sunuyor.” dedi.
Araştırmayla ilgili daha fazla bilgi ve öneri için raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Dünya Kalite Raporu 2020 Araştırma Metodolojisi
Bu yıl 32 ülkeden 10 sektörde 1.750 CIO ve diğer üst düzey teknoloji uzmanlarıyla röportaj yapılarak hazırlanan Dünya Kalite Raporu, uygulama kalitesi ve test eğilimlerini analiz eden tek küresel rapor. 2009’dan beri yıllık olarak düzenlenen rapor, bu yıl 12. baskısını gerçekleştirdi. 2020 raporunda bilgisayar destekli telefon görüşmeleri üzerinden veri toplandı. Altı katılımcı grubunun analizine dayalı olarak, CIO, VP uygulamaları, BT Direktörü, Kalite Güvence/Test Yöneticisi, CDO/CMO ve CTO/Ürün Başkanlarıyla hayata geçirilen rapor için, niceleyici görüşmeler ve ardından niteleyici tartışmalar yoluyla dünyanın dört bir yanından katılımcılarla anket yapıldı.
Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Micro Focus’un müşteri ve iş ortaklarına yönelik en kapsamlı etkinliği olan “Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20” ilk kez sanal olarak gerçekleştirildi. 500’ün üzerinde katılımcının izlediği etkinlikte bilişim teknolojileri alanındaki son trendler konuşuldu, farklı sektörlerden şirketler başarı hikayelerini paylaştı. Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da etkinlikte Micro Focus ve yazılım sektörünün Türkiye’de geldiği noktaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Micro Focus’un Türkiye’deki en önemli müşteri etkinliği “Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20” bu yıl ilk kez sanal olarak gerçekleştirildi. Bilişim teknolojileri alanındaki son trendlerin masaya yatırıldığı yarım gün süren etkinlikte, farklı sektörlerden duayenler konuşmacı olarak yer aldı. Micro Focus Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca’nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da özel bir konuşma yaptı.
2 özel panelin gerçekleştirildiği etkinlikte 3 ayrı salonda ürün bazında paralel oturumlar düzenlendi. Moderatörlüğünü Cüneyt Özdemir’in yaptığı “Dijital Dönüşümde Yapay Zeka” oturumunda, farklı sektörlerden üst düzey katılımcılar konuyu derinlemesine tartışarak, kendi başarı hikayelerini paylaştı. Paneller sonrasında ise 3 ayrı salonda gerçekleşen başarı hikayesi sunumlarıyla finanstan, perakendeye, holdingden havacılık sektörüne kadar farklı sektörlerden şirketlerin Micro Focus çözümleriyle gerçekleştirdikleri başarılı projeler masaya yatırılarak dinleyicilerle paylaşıldı.
“Dönüşümde yapay zeka öne çıkıyor”
Bu özel etkinlikte köklü deneyim ve teknolojinin getirdiği yenilikleri harmanlayarak oluşturdukları çözüm ve hizmetleri, katılımcılarla buluşturduklarını belirten Micro Focus Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, şirketlerin teknolojik dönüşümünde yapay zeka temelli teknolojilerin öne çıktığını ifade etti. En başarılı teknolojik dönüşüm projelerinde Micro Focus olarak yer almaktan mutlu olduklarını dile getiren Kırca, “Tüm dünyada farklı sektörlerdeki kurumlarla çalışıyoruz. Gerek siber güvenlik gerek büyük veri gerekse bulutta Micro Focus’un başka yatırımları olmasını da gönülden istiyor ve umuyorum” dedi. Birkaç ay önce gerçekleşen ve büyük yankı uyandıran Atar Labs’ın satın alınmasıyla ilgili olarak da Kırca şöyle konuştu: “Özellikle bu dönemde Micro Focus gibi global bir yazılım devinin Türkiye’ye yaptığı R&D yatırımının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca bu durum, ülke olarak pazar potansiyelimizi de gözler önüne seriyor. Yine sektörde takip edilen bu konuyu ve güvenlik sektöründeki son gelişmeleri de katılımcılarımızla paylaşmak da bizim için heyecan vericiydi.”
“Maliyetlerini düşürmelerini sağlıyoruz”
Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch, açılışta yaptığı konuşmasında Micro Focus olarak her zaman müşteri odaklı hareket ettiklerini belirtti. Şirket olarak başarılarını müşterilerinin başarısına bağladıklarını ifade eden Murdoch, “Müşterilerimizin IT’lerini dijital dönüşümle sadeleştirmek, işte karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmak ve pazardaki fırsatları hayata geçirmelerini sağlamak bizim en önemli misyonumuz. 40 yıllık deneyimimizle yenilikçi teknolojilerimizi müşterilerimizin daha başarılı olması için geliştiriyor, dünya genelinde 40 binin üzerinde müşterimize 600’ün üzerinde ürünle hizmet veriyoruz. Yüksek teknolojili çözümlerimizi pragmatik bir yaklaşımla müşterilerin hem bulundukları alanda hızlanması ve işlerini geleceğe dönüştürmeleri için tasarlarken aynı zamanda onların maliyetlerini düşürmelerini sağlıyoruz.” dedi.
“Türkiye, teknolojide heyecan verici bir merkez”
Konuşmasında teknolojide kilit noktalarda liderliklerini güçlendirmek için satın alma fırsatlarını da değerlendirdiklerini ifade eden Murdoch, bunun son örneğinin Türkiye’de Atar Labs’ı satın almak olduğunu anlattı. Murdoch, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Atar Labs Türkiye’nin lider siber güvenlik şirketi. Bu satın alma sadece mevcut güvenlik portföyümüzü tamamlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelişen Türkiye’ye olan inancımızı ve bağlılığımızı da gösteriyor. Türkiye teknolojide heyecan verici bir merkez. Türkiye’ye son gittiğimde özellikle yeni İstanbul Havalimanı’nın teknolojisinden ve orada yaratılan dijital dönüşüm yaklaşımından ve Türk Hava Yolları, Akbank, Garanti gibi birçok kurumla yaptığımız etkileyici çalışmalardan çok etkilendim. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’ın vizyonu, Türkiye’nin teknoloji sektöründe ortaya koyduğu gelişim de beni etkiledi. Hiç şüphe yok ki bu durum, Türkiye’de bir satın alma yapma güven ve kararına olmamızın önemli bir parçasıydı, inanılmaz derecede heyecanlandık. Türkiye, yeni teknolojiyi benimseme tutkusu ve yeteneği olan genç bir nüfusa sahip. Atar’ın satın alınması ve Türkiye’de araştırma ve geliştirmeye devam eden taahhüdümüz aracılığıyla bu konuya tam anlamıyla katıldığımız için mutlu ve minnettarım.”
Siber güvenlikte en büyük satın alma
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da konuşmasında Micro Focus’un AtarLabs’ı satın alarak İsrail, İspanya, Portekiz, İtalya ve Hollanda gibi ülkeler arasından tercihini Türk mühendislerinden yana yaptığını belirtti. Böylece siber güvenlik alanında ülkemizdeki en büyük satın almanın gerçekleştiğini dile getiren Bakan Varank, “Yazılımda dünyanın ilk 10 şirketinden biri olan Micro Focus, siber güvenlik Ar-Ge’sini bundan böyle Ankara’da yapacak. Bu yatırım, aslında önemli mesajlar içeriyor. Türkiye yatırımcılara güven veriyor. Bu satın almayla birlikte; Atar Labs’ın kabiliyetleri Türkiye sınırlarından çıkıp, dünyanın diğer ülkelerine kolaylıkla yayılabilecek. Ben siber güvenlikteki bu başarının, yazılım sektöründeki diğer girişimcilere de örnek olacağından eminim.” dedi.
“Hedef 500 bin yazılımcı”
Bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini çok önemsediklerini de ifade eden Bakan Mustafa Varank, sözlerine şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm ya da yapay zekâ temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım var. Sektörü daha da ileriye taşımak için; yatırımları destekliyor, finansa erişim imkânlarını çeşitlendiriyor, Ar-Ge ekosistemini besliyor ve sektörün omurgası olan insan kaynağını yetiştiriyoruz. TÜBİTAK son 5 yılda, bin 200 projeye 1 milyar liranın üzerinde kaynak aktardı. Teknoloji tabanlı start-up’ların finansa erişimini kolaylaştırmak için girişim sermayesi fonları kuruyoruz. İnsan kaynağı alanında en temel hedefimiz, hâlihazırda 170 bin seviyelerinde olan yazılımcı sayısını 2023 yılına kadar en az 500 bine yükseltmek. Sahip olduğumuz bu güçlü altyapı ve sunduğumuz destekler; Peak Games ya da Atar Labs gibi pek çok start up’ın doğmasına, gelişmesine ve küresel bir markaya dönüşmesine katkı sağlıyor. Önümüzdeki dönemde daha nice başarı hikâyelerine hep birlikte şahit olacağız.”
Türkiye pazarındaki hızlı büyümesi ve alanında ilk olan projeleriyle globalde dikkatleri üzerine çeken Micro Focus Türkiye, global operasyon tarafından pilot ülke seçildi. Bu kapsamda, Micro Focus Türkiye&Yunanistan Ülke Müdürü Deniz Kırca’nın da görev tanımı genişledi.
Dünya genelinde 50 ülkede 18 bin çalışanı bulunan, 40 binden fazla müşteriye hizmet sunan kurumsal yazılım devi Micro Focus, Türkiye’deki hızlı büyümesi ile dikkatleri çekiyor. 2017 yılında Micro Focus’un Hewlett Packard Enterprise’ın (HPE) yazılım bölümüyle birleşmesiyle birlikte dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri haline gelen Micro Focus, birleşme sürecinin yaşandığı en kritik yıl olan 2018’de Türkiye’de yüzde 15 büyüdükten sonra, 2019 yılında da hedeflerinin yüzde 120 üzerine çıkarak yüzde 40 büyüme gerçekleştirdi.
Bu hızıyla da ‘Bilişim 500’ araştırmasında Türkiye’nin ‘İş Uygulamaları’ yazılım sektöründe birinciliği elde etti. 2019’da çokuluslu şirketler arasında en büyük 17’nci bilişim şirketi oldu. Şirket ayrıca Türkiye’deki en büyük 6’ncı yazılım şirketi, en büyük 8’inci hizmet şirketi, en büyük 5’inci kurulum bakım destek hizmeti şirketi, veri güvenliği yazılımında 4’üncü, yapay zeka yazılımında 7’nci, veri ambarı ve iş zekası yazılımında ise 5’inci büyük çokuluslu şirket olarak listede yer aldı.
Deniz Kırca’nın görev tanımı genişledi
Tüm bu başarılar beraberinde Micro Focus Türkiye’ye daha çok sorumluluk ve pilot ülke olma başarısı getirdi. Son 3 yıldır Micro Focus’ta Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ı içeren alt bölgelerden sorumlu olan ve bu başarının mimarlığını üstlenen Micro Focus Türkiye Yunanistan Ülke Müdürü Deniz Kırca’nıngörev kapsamı genişledi. Micro Focus Türkiye de global ölçekte ilkleri başaran ülke olarak pilot ülke seçildi. Daha önce Kırca ve Türkiye ekibi globaldeki bölgelere bağlı çalışırken artık tamamen Kırca’ya bağlı olarak faaliyetlerini yürütecek. Global ekipler ile iş birlikteliği yine sürecek olan bu modelde, Deniz Kırca ve ekibi lokal olarak daha hızlı karar alıp, pazar dinamiklerini göz önünde bulundurarak çok daha hızlı çözüm üretebilecek.
Pilot ülke seçilme kriterleri
İzleme, güvenlik ve KVKK projeleriyle tüm dünyada yenilikçi ve alanında ilk olan projelerin çıkarılması ile Micro Focus dünyasında dikkat çektiklerini belirten Kırca, ekibinin sağlam ve yakın müşteri ilişkileri kurmasının, yetkin ve bağlı ortaklık ağı oluşturmalarının başarılarında büyük rol oynadığını belirtiyor. Bu sayede Micro Focus’ta global ölçekte ilkleri başaran ülke olarak Türkiye’nin pilot ülke seçildiğine değinen Kırca, “GTM’de bir ülkenin pilot olarak seçilme kriterlerinden ilki o ülkedeki ekip ruhunun uyumluluğu, ekibin performansı, müşteri ve ortaklarla yakın, uzun dönemli güvene dayana ilişkileri. Pilot başarılı olduğunda dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden birinin tüm dünyadaki pazara gidiş (GTM) modelini Türkiye ekibi olarak şekillendirme şansımız olacak. Diğer tüm ülkelerde bu model örnek alınacak, bu seçim Türkiye’nin global çapta şirket içerisindeki kritik rolünü göstermektedir. Müşterilerimiz, işortaklarımız ve ekibim adına gurur duyuyorum” diyor.
Değişim ne getirecek?
Bu değişimin Türkiye’nin ve Türkiye’de Micro Focus’tan hizmet alan müşterilerin görünürlüğünü artıracağını da dile getiren Micro Focus Türkiye Yunanistan Ülke Müdürü Deniz Kırca, “Pilot ülke olduğumuz için hem biz hem müşterilerimiz globalden her türlü desteği öncelikli olarak alacağız. Müşterilerimizin talepleri de global olarak önceliklendirilmiş olacak. Türkiye hiç olmadığı kadar üst düzeyde görünür olacak. Bu değişimin çok olumlu sonuçlarını tüm müşterilerimize sahada yaşatma ayrıcalığını elde ettik ” diye konuşuyor.
Global yazılım devi Micro Focus, ‘Bilişim 500’ araştırmasında Türkiye’nin en büyük ‘İş Uygulamaları’ yazılım sektörü birincisi oldu. Türkiye’de dijital dönüşüm projelerinin en büyük iş ortağı olan Micro Focus, bu sayede Bilişim 500’de lider olarak yer alıyor. Şirket, en büyük bilişim şirketleri sıralamasında ise bu yıl 7 basamak yükselerek 86’ncı sırada yer aldı.
Dünya genelinde 50 ülkede 18 bin çalışanı bulunan, 40 binden fazla müşteriye hizmet sunan kurumsal yazılım devi Micro Focus, bu yıl 21’inci kez açıklanan Bilişim 500 listesinde ‘İş Uygulamaları’ yazılımı kategorisinde lider oldu. Şirket, en büyük bilişim şirketleri sıralamasında ise bu yıl 7 basamak yükselerek 86’ncı sırada yer aldı.
BTHaber tarafından gerçekleştirilen ve Türkiye’deki ilk 500 bilişim şirketini açıklayan araştırmanın sonuçları, 26 Ağustos Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofis Başkanı Dr. Ali Taha Koç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan ve Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurul Üyesi Dr. Hakan Yurdakul’un katılımıyla dijital olarak gerçekleştirilen ödül töreninde açıklandı.
Micro Focus, 2019’da ulaştığı 109,4 milyon TL ciroyla çokuluslu şirketler arasında en büyük 17’nci büyük bilişim şirketi oldu. Çokuluslu bilişim şirketleri arasında yapılan pek çok sıralamada ilk 10 içinde yer alan Micro Focus, Türkiye’deki en büyük 6’ncı yazılım şirketi, en büyük 8’inci hizmet şirketi, 19’uncu danışmanlık şirketi, en büyük 5’inci kurulum bakım destek hizmeti şirketi, veri güvenliği yazılımında 4’üncü, yapay zeka yazılımında 7’nci, veri ambarı ve iş zekası yazılımında ise 5’inci büyük çokuluslu şirket olarak listede yer aldı.
Şirketlerin mevcut BT altyapılarını dijital altyapılarla birlikte kullanmaya olanak tanıyan çevik projeleriyle liderliğini koruyan Micro Focus, portföyünde yer alan DevOps, IT operasyonları, bulut, güvenlik, bilgi yönetimi ve açık kaynak çözümleriyle dijital dönüşümün Türkiye’deki lider yürütücüsü konumunda.
Bilişim 500’de elde ettikleri liderliğe dair konuşan Micro Focus Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, “Türkiye’nin en büyük şirketlerinin dijital dönüşüm süreçlerine destek oluyoruz. Türk şirketleri büyük bir hızla ve özenle dijital dönüşümleri gerçekleştirmeye odaklandı. Yazılım ve hizmette pek çok kategoride Bilişim 500 sıralamalarında olmaktan dolayı mutluyuz. Ekibimle gurur duyuyorum.” dedi.
Türkiye açısından siber güvenlik alanında bir ilk olan bu anlaşma, Türkiye’deki yazılım ve ürün geliştirme pazarını daha da geliştirecek çeşitli fırsatları da beraberinde getirecek.
Micro Focus yaptığı bir açıklamayla, Atar Labs’ı satın aldığını duyurdu. ATAR Labs’ın siber güvenlik pazarındaki olağanüstü başarısını temsil eden bu satın almanın bir parçası olarak Micro Focus, şirketin çözümlerini kendi kapsamlı siber güvenlik çözümleri portföyüne ekliyor. ATAR Labs’ın gelişmiş güvenlik çözümü, tekrarlanan etkinliklerin otomatik hale getirilmesini, güvenlik analizi verimliliğinin artmasını ve SLA, iş yükü ve yatırımın geri dönüşü analizi dahil olmak üzere kapsamlı Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) analizi sağlayan temel yetenekleri beraberinde getiriyor. Bu satın almayla birlikte Güvenlik Yönetimi, Otomasyonu ve Müdahalesini (SOAR) mevcut ArcSight tehdit tespit yetenekleriyle bir araya getiren Micro Focus, müşterilerine tepki ve müdahale etkinliklerini otomatikleştiren, tehditlere maruz kalma süresini azaltan ve SecOps ekiplerinin verimliliğini artıran entegre seçenekler sunacak.
Türkiye açısından siber güvenlik alanında bir ilk olan bu anlaşma, Türkiye’deki yazılım ve ürün geliştirme pazarını daha da geliştirecek çeşitli fırsatları da beraberinde getirecek. Micro Focus, küresel ayak izinin bir parçası olarak Türkiye’deki araştırma ve geliştirme laboratuvarının faaliyetlerini devam ettirecek.
Atar Labs CEO’su Burak Dayıoğlu, “Kendini teknoloji üretmeye adamış ekibimiz ve tamamen yerli ve milli kaynaklarla geliştirdiğimiz yenilikçi güvenlik çözümlerimizle kısa süre içinde büyük başarılara ve ilklere imza atarak hem Türkiye’de hem de dünyada kendimizi kanıtladık ve ülkemize büyük bir değer kazandırdık. Micro Focus’un yaptığımız çalışmaları anlaması ve ATAR Labs’a yatırım yaparak kapsamlı güvenlik portföyüne eklemesinden büyük bir heyecan duyuyoruz. Bu, müşterilerimize çok daha fazla değer sunabilmemize olanak tanıyacak” dedi.
ATAR Labs satın almasını tamamlamaktan çok büyük heyecan duyduklarını belirten Micro Focus Türkiye Genel Müdürü Deniz Kırca da şunları söyledi: “Micro Focus CEO’muz Stephen Murdoch’ın geçtiğimiz yıl Türkiye ziyaretinde İstanbul ve Ankara’da yaptığı üst düzey görüşmelerin bu yatırıma olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Türkiye’yi bölgesel ölçekte teknolojinin önemli bir kesişim noktası olarak görüyoruz ve ATAR Labs’ın bölgedeki güvenlik inovasyonunda büyük rolü olduğuna inanıyoruz. ATAR Labs’ın SOAR teknolojisinin gücü, Micro Focus ArcSight’ın tehdit tespiti özellikleriyle birleşerek müşterilerimize tepki ve müdahale etkinliğini yönetmek ve otomatikleştirmek için entegre bir seçenek sunacak. Bu tehditlere maruz kalma süresini azaltırken SecOps ekibinin etkinliğini artıracak.
Satın alma sürecinde Atar Labs’ın finansal danışmanlığını ise Core Finance yürüttü.
Ödüllü SOAR Platformu: ATAR Labs
2017 yılında Bilkent Cyberpark’ta kurulan ATAR Labs, Diffusion Capital Partners’tan aldığı 2,5 milyon Euro tohum yatırımıyla Türkiye’nin ilk ve tek siber güvenlik operasyon merkezi yazılımını geliştirdi. Güvenlik Yönetim Otomasyon ve Müdahale Robotu ATAR, güvenlik operasyon merkezlerine ihtiyaçları olan hız ve çevikliği kazandırıyor. Güvenlik operasyonlarında sık tekrar eden işleri otomatik hale getiren ATAR sayesinde, operasyon merkezlerindeki uzmanlar otomasyonla birlikte çalışıyor. Böylece siber güvenlik operasyon verimliliği maksimum düzeye ulaşıyor. ATAR, 2018 yılında kendi alanlarında ezber bozan inovasyonlar gerçekleştiren girişimlerin seçildiği Red Herring Top 100 Global listesine girdi. ATAR ayrıca, Cyber Defense Magazine tarafından verilen Cyber Defense Global Awards ödüllerinde ‘Son Teknoloji SOAR’ ödülüne layık görüldü.
2019 yılında başarılı projeleriyle adından söz ettiren ve Türkiye’nin dijital dönüşümünde büyük bir görev üstlenen Micro Focus, hedeflerinin ötesine geçerek büyük bir başarıya imza attı.
Micro Focus, Türkiye’de yüzde 120 büyüdü
Dünya genelinde 50 ülkede 18 bin çalışanı bulunan, 40 binden fazla müşteriye hizmet sunan kurumsal yazılım devi Micro Focus, ekonomik açıdan oldukça zorlu geçen bir yıla, yükselen enflasyona ve yabancı para birimlerindeki volatiliteye rağmen, uyguladığı başarılı stratejiler, önemli projeler ve çeşitli işbirlikleri sayesinde Türkiye’de hedeflerinin yüzde 120 üstüne çıkarak büyük bir başarı gösterdi. Micro Focus, 2019 mali yılının son çeyreğinde (Eylül, Ekim ve Kasım) ise hedeflerinin yüzde 200’ünün üstüne çıktı.
Bu yıl 20. Kez Türkiye’nin bilişim alanında en büyük şirketlerini belirleyen Bilişim 500 listesinde 93. sırada yer alan ve “3 Yaşından Küçük Genç Şirketler” kategorisinde lider olarak konumlanan Micro Focus’un başarısının arkasında Türkiye pazarına verdiği büyük önem yatıyor. Türkiye’deki şirketlerin en son teknolojileri yakından takip etmeleri, bilişim alanında uzman kadrolara sahip olmaları, sürekli inovasyon arayışında olmaları ve özel bir Ar-Ge vizyonu çizmelerinden dolayı Türkiye’yi hem bölgesel hem de küresel anlamda yatırım yapmak için ideal bir pazar olarak görüyor.
Türkiye’deki hedeflerin üzerine çıkmanın kendileri için büyük bir sürpriz olmadığını belirten Micro Focus Türkiye Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, “Türkiye pazarına girdiğimiz günden bu yana güçlü hedefler gözeterek çalıştık. Bu denli hızlı büyümemiz ve hedeflerimizi aşmamızın arkasında bu özverili çalışmalarımız ve pazarın bize duyduğu güven yatıyor. En büyük ve en karmaşık şirketlerin dahi tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek, kurumsal düzeyde ölçeklenebilir çözümler sunuyoruz. Sadece satış yapıp masadan kalkmıyoruz, satış sonrasındaki destek hizmetleri ve ulaşılabilirliğimiz ile müşterilerimizin her zaman yanında yer alıyoruz. Özellikle bulut altyapılarına yönelik teknoloji yatırımlarımızla Türkiye’den büyük küresel başarı hikayeleri çıkarma hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ayrıca yeni müşteriler kazanmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz, bu doğrultuda yeni işbirliklerini hayata geçiriyoruz” dedi.
Micro Focus hızlı büyümesini sürdürecek
Arkasında büyük bir deneyim barındıran Micro Focus, sunduğu uçtan uca çözümlerle Türkiye’deki şirketlerin stratejilerini belirlemelerine ve daha sağlıklı bir dijital dönüşüm yolculuğuna çıkmalarına yardımcı olmaya devam edecek. Bu anlamda Türkiye’deki yatırımlarını daha da artırarak ve yeni işbirlikleriyle büyümesini devam ettirecek. Micro Focus CEO’su Stephen Murdoch’un Türkiye’yi bizzat ziyaret ederek şirket stratejilerini ülkemizdeki iş ortaklarıyla ve diğer paydaşlarla ilk ağızdan paylaşması, Türkiye pazarına verilen büyük değerin ve büyüme konusundaki kararlılığın en önemli göstergesi.
Micro Focus’u tercih eden şirketlerin sayısı artıyor
Türkiye’nin ve dünyanın en büyük havayollarından olan ve 2019 yılında 76 milyon yolcu taşımayı hedefleyen Türk Hava Yolları ile KVKK (Kişisel Verileri Koruma Kanunu) ve GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği) uyum süreçlerinin otomasyonu konusunda Micro Focus ile anlaşmaya vardı. THY, yapısal ve yapısal olmayan veriler üzerinde kişisel veri keşfi, sınıflandırması ve gerekli aksiyonların alınması için Micro Focus ürünlerini kullanacak.
Micro Focus Türkiye Zirvesi büyük ilgi gördü
Şirketin Hewlett Packard Enterprise’ın (HPE) yazılım iş birimiyle gerçekleştirdiği birleşmenin ardından Türkiye’de düzenlediği ilk büyük etkinlik olan Micro Focus Türkiye Zirvesi büyük ilgi gördü. Geçtiğimiz ekim ayında düzenlenen ve EMEA ve Güney Amerika Başkanı Jorge Dinares’in de yer aldığı zirveye, üretimden perakendeye, finanstan telekomünikasyona kadar farklı sektörlerden 500’ün üzerinde bilişim profesyoneli katıldı . Etkinlikte kurumlara yönelik, uygulama dağıtımı, bilgi yönetimi, BT operasyon yönetimi, güvenlik, büyük veri ve uygulama modernizasyonu gibi dijital dönüşümü avantaja dönüştüren çözümler tanıtıldı ve en son trendler tartışıldı.
Kadın çalışanlar konusunda tüm dünyada örnek gösteriliyor
2019 yılında hedeflerini tutturmakla kalmayıp üstüne çıkan Micro Focus’un çalışanlarının üçte biri kadınlardan oluşuyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Kadınların bilişim alanında istihdamı hem dünya hem de Türkiye ekonomisi açısından büyük katkı sağlıyor. Kadınların istihdamı ve hakları konusunda herkesi farkındalığa çağırıyor ve bu konuda çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Micro Focus Universe müşteriler ve iş ortaklarımız için düzenlediğimiz en önemli etkinliğimizdir. Müşterilerin işlerini yönetmelerine ve dönüştürmelerine yardımcı olmak ise yaptığımız işin özüdür.
Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’daki müşteriler ve iş ortaklarımızı, Hollanda’nın paha biçilmez şehri Lahey’de bize katılmaya davet ediyoruz. “Kuzey Denizi’nin yıldızı” olarak bilinen Lahey’de, kültürle beslenen ve aksiyon dolu mükemmel bir etkinlik gerçekleştireceğiz.
Dijital Dönüşüm Evrenini Keşfedin
Micro Focus Universe etkinliğini bir dizi interaktif ve yüksek enerjili parçalara ayırdık. Her parça, dijital dönüşüm yarışında kuruluşların karşılaştığı zorluklar ile hizalanacak. Beş farklı alanda gerçeklesek seanslardan dilediğinize katılabilirsiniz. Ancak, Universe deneyiminizden en iyi şekilde yararlanabilmeniz için öncelikli ilgi alanınıza odaklanmanızı tavsiye ederiz.
Kurumsal DevOps: Nasıl daha hızlı bir şekilde daha iyi yazılımlar oluşturup, teslim edeceğinizi öğrenin. Uygulama Teslimat Yönetimi (ADM) çözümleri.
Güvenlik, Risk ve Yönetişim: En önemli olanı nasıl koruyacağınızı öğrenin. Güvenlik, Risk ve Yönetişim çözümleri.
Uygulama Modernizasyonu: Mainframe modernizasyonu ve buluta geçişi öğrenin. COBOL ve Mainframe çözümleri.
İşbirliği Çözümleri: Üretken bir mobil işgücünün nasıl oluşturulacağını öğrenin. GroupWise, Filr ve Kurumsal Mesajlaşma çözümleri.
Bu parçalar yeteneklerinizi geliştirmek ve kuruluşunuzun en büyük teknoloji zorluklarını ele almak için tasarlanmıştır. Micro Focus Universe 2020, 6’dan fazla farklı pazar alanında 150’den fazla ara oturum, 60’tan fazla demo ve uygulamalı atölye çalışmalarıyla için dijital dönüşüm yarışınızda önemli bir an olmayı vaat ediyor.
Rapor hem dünya çapındaki mevcut uygulama kalite ve test çalışmaları, hem de önümüzdeki iki yıl içinde test geleceğini etkileyebilecek yeni eğilimleri incelemektedir.
Bu yılki rapor şu önemli bulguları ortaya koymaktadır:
İş dünyası dinamikleri her zamankinden daha önemli – Sonuçlar akıllı, bağlantılı ve iş odaklı bir ekosistem gerektiren işle uyumlu olmalıdır. Her nekadar geliştirmeye paralel olarak daha fazla test gerçekleşse de, kesintisiz ve uçtan uca QA henüz bir gerçeklik değil.
Kalite kontrol daha kapsamlı bir yapay zekaya ihtiyaç duymakta – Yapay zekaya olan talep artmakta ancak birçok kuruluşta yapay zeka aktif olmasına rağmen henüz test sürecine uygulanacak olgunluğa sahip değil.
Test ekiplerinin akıllı ve birbirine bağlı uçtan uca test otomasyon ortamlarına ihtiyacı var – Değişikliklere tepki veremeyen veya sonuçların yorumlanıp anlaşılamadığı test ortamları test otomasyonunun ROI’sini engellemekte.
Test Veri Yönetimi ve Test Ortamı Yönetimi’nde yeterince ilerleme kaydedilmemiş – Bulut tabanlı test maliyetlerinin yüksekligi sebebiyle ekipler statükoyu tercih ediyorlar.
Güvenlik ve Risk Uyumluluğu hala kral – Kuruluşların en büyük zorluğu politikalara uyumu sağlamak. Otomasyon bununla ilgili yardımcı olmakta ancak güvenlik testi her zaman devam eden bir çalışma olacaktır.
Bu rapor 32 ülkede 1,725 CIO, BT müdürleri / yöneticileri, uygulama başkan yardımcıları ve kalite güvence müdürleri ile yapılan görüşmelere dayanmaktadır.